İnsanlık tarihi kadar eski olan zeytin ağacı, yalnızca bir tarım ürünü değil; aynı zamanda kültürlerin, dinlerin ve medeniyetlerin ortak sembolüdür. Doğal yapısıyla sağlıklı yaşamın simgesi haline gelen bu kadim ağaç, binlerce yıldır hem toprağı hem de sofraları bereketiyle besliyor.
Zeytin ağacının anavatanı Doğu Akdeniz'dir. Arkeolojik bulgulara göre zeytin tarımı ilk olarak M.Ö. 4000’li yıllarda Suriye, Filistin, Güneydoğu Anadolu ve Girit çevresinde başlamıştır. Bu bölgelerde yaşayan ilk uygarlıklar, zeytin ağacını yalnızca gıda için değil; aynı zamanda tıbbi, kozmetik ve dinsel amaçlarla da kullanmıştır.
Anadolu toprakları, binlerce yıldır zeytin üretiminin en önemli merkezlerinden biridir. Bugün Ayvalık, Edremit, Aydın, Milas ve Hatay gibi birçok bölgede yüzlerce yıllık zeytin ağaçları hala meyve vermeye devam ediyor. Bu ağaçlar, hem biyolojik hem de kültürel bir miras olarak korunmaya çalışılıyor.
Zeytin ağacı çok dayanıklıdır. Kuraklığa, rüzgara ve zorlu toprak koşullarına karşı dirençlidir. Ayrıca kök sistemi sayesinde, gövdesi zarar görse bile yeniden filizlenebilir. Bu nedenle bazı zeytin ağaçları bin yılı aşkın süredir yaşamaktadır. Bu özellikleriyle zeytin, “ölümsüz ağaç” unvanını fazlasıyla hak ediyor.
Altın Gıda olarak, bu kadim mirasa saygı duyuyor ve ürünlerimizi doğallığından ödün vermeden üretiyoruz. Zeytinin geçmişinden aldığımız ilhamla, her damlasında tarih ve sağlık taşıyan zeytinyağlarını sofralarınıza ulaştırıyoruz.
Siz de bu ölümsüz mirasa ortak olun, zeytinyağının doğallığını ve tarihini sofranıza taşıyın.